Monday, April 12, 2010

Adres Değişikliği

Uzun zaman bloglardan uzak kaldıktan sonra geriye dönüşümüz yeni bir blogla oluyor.
Yeni bir başlangıç deniyeceğiz.
Eğer bu blogdan memnun kaldıysanız yolunuza yeni blogdan devam edebilirsiniz.
(bkz:bunu seven bunu da sevdi)


Friday, December 18, 2009

1 Yıl


7 Aralık 2008'de gecenin bir körü bu blog açıldı.1 yıl boyunca da bir çok post girdik.Bu süreçte Kurtuluş mücadelesi verdik, maalesef kaybettik.Kuşkusuz bu zaman aralığında en üzüldüğüm olaylardan biri olmuştur.Neyse acı tatlı bir yılı devirmişiz bu blogda.Takip edeni yorum yazan herkese teşekkürler.Haziranda dönüş planlıyorum.Görüşmek dileğiyle...

Friday, October 2, 2009

Uzuuun Bir Ara


En son postun üzerinden 15 gün geçmiş.Son sınıf öğrencisinin en büyük illeti olan üniversite sınavları illeti benim için de başladı.Startı ciddi şekilde verdik.İnternetten mümkün olduğunca uzak durmaya çalışıyorum.O yüzden de blog uzun bir süre nadasta kalacak.İleriki zamanlar ne gösterir bilinmez.Neyse belki arada bir kaç post atarız.

Friday, September 18, 2009

Here We Go


Dün Fransa'nın İspanya tarafından paspasa çevirilişini izledikten sonra Slovenya'ya iyi ki yenilmişiz diye düşündüm. Fransızlar gibi 6-0'dan sonra ilk mağlubiyetimizi alarak elenirsek büyük hayal kırıklığı olurdu bizim için. Şimdi galibiyeti de mağlubiyeti de gördü milli takım ve rehavete kapılma şansı yok. Bu maçta herşeylerini ortaya koyacaklardır. En büyük korkum ise ne Spanoulis, ne Yunan savunması, sadece yorgunluk. Slovenya maçının son çeyreğinde ayaklar gitmiyordu resmen. Umarım bu 2 günlük ara devlere iyi gelmiştir. Zira asıl turnuva, şimdi başlıyor.
Karşımızda turnuvanın en çok sayı bulan takımı var. Herşeyden önce savunma en önemli nokta olacak bugünkü maçta. Ancak önceden de belirttiğim gibi hücumu da belli kalıplar üzerine oturtamazsak kazanamayız bugün. Kesinlikle iyi hücum etmek zorundayız, hatta beklenmedik oyunculardan gelecek katkılara da ihtiyacımız olacak gibi. Savunmada durdurulması en zor isimler kuşkusuz 'baby Shaq' Schortsianitis ve Spanoulis olacak. Schortsianitis'i potadan ne kadar uzak topla buluşturursak, o kadar kolay ribaund'u alır ve hücuma geçeriz, yapmamız gereken tek şey arkasında faul almadan durmak ve onu potadan uzak tutmak olmalı. Hücumda da iki-üç kere ısrarla üzerine gidip faul problemine sokarsak zaten 5 dakika içerisinde iptal olmuş olur Schortsianitis. Spanoulis gibi drive eden bir guard'a karşı ise tek bir savunmacı yetmiyor maalesef. Spanoulis karşısına kimi koysanız yanından yürüyerek geçeceği için, onun drive edeceği kanalları kapatmak ve savunmayı dağıtmasına izin vermemek burda kilit nokta olabilir. Yunanlılar da aynen 2 maç önce oynadığımız Sırplar gibi pick 'n' roll'u çok iyi oynayan kısa-uzun ikililerine sahipler ve ikili oyun savunmasında da dikkatli olmak zorundayız. Spanoulis ve Schortsianitis'e değinmişken Bourousis'ten de bahsetmeden olmaz. Yunanlıların yeni parlayan yıldızlarından biri, komple bir uzun ve özellikle dış atışlarda affetmiyor fırsatı bulduğunda Bourousis. Ersan'ın çok dikkatli olması lazım Bourousis karşısında, zira Ersan'ın hücumda Yunanlılar'da yol açacağı hasarın bir benzerini de Bourousis bizim savunmamızda bırakabilir.

Bu maçı kazanma yolunda en önemli anahtar da hücumda 3. bir oyuncuyu bulabilmek olacak benim görüşüme göre. Yunanlılar Spanoulis, Bourousis, Schortsianitis gibi gerektiğinde sayı bulabilecek hücum opsiyonlarına sahipken bu kategoride biz sadece Ersan ve Hidayet'i sayabiliyoruz. Ömer Onan, Ender, Oğuz, Kerem veya bir başkası, İspanya'nın rakibi olmak istiyorsak bu maçta bir oyuncumuzun her zamanki hücum performansının üstüne çıkması şart. 3. skor opsiyonunun yanında pota altı savaşını kazanan, büyük ihtimalle maçı da kazanacaktır bunu da eklemek gerek. Bourousis-Schortsianitis ve Ersan-Ömer düellosunun galibi maçı da takımına getirecektir. Semih ve Oğuz'un da kenardan gelerek yapacağı katkılara da ihtiyacımız olabilir bugün. Özellikle Oğuz'dan hücumda çok şey bekliyorum.

Uzun lafın kısası, karşımızda iyi bir takım var ancak yenilmeyecek bir takım yok. Spanoulis'i durdurmak Bourousis'i ve Schortsianitis'i de durdurmak anlamına geleceğinden ilk hedef savunmada Yunanlıların pırpır guard'ını durduramasak da yavaşlatmak olmalı. Hidayet ve Ersan her zamanki gibi en büyük kozlarımız. Yunanlılar savunmada onlara baskıyı üst seviyede tutacağı için ekstra katkılar gelmesi şart. Önceki maçlarda zaman zaman yaptığımız erken hücum kullanma hatasını tekrarlamamalıyız ve mümkün olduğunca topu pota altına indirmeliyiz.
Bugün 19:15'te galip gelirsek madalyanın ucu görünmüş olacak. Bunu başarabilecek güçte bir takımımız var. Slovenya maçındaki hataları tekrarlamazsak neden olmasın? Maç yazısı 12'den sonra. Bir zaferi daha yazarız umarım.

by sannti

Thursday, September 17, 2009

Hakem Triosu Mu?O Da Nesi?

Görüntü PAO-GS maçından.Yeni uygulamanın görüntüsü diyebiliriz.Bu akşamın en önemli olaylarından biriydi uygulama.Uzun zamandır dillendirilen, alt yaş kategorilerinde denenen +2 hakem uygulaması Avrupa'nın 2 nolu kupasında uygulanmaya başlanarak yeni bir çağ açıldı.Fotoda da görüldüğü gibi kaleciler artık eskisi gibi futbolun yalnız adamları olmayacak.Bu ekstra hakemlerin görevi cezasahasındaki pozisyonları süzmek.Ama yetkileri, görev bölgeleri nedir tam olarak bilmiyorum.Ama ben şahsen basketbolda zaman zaman yaşanan karar karmaşasının bir benzerinin yaşanmasından korkuyorum.Hataları en aza indirmenin formülü bu mudur?Ekstra bir katkı sağlamaktan çok karmaşaya neden olacaklarını düşünüyorum.
Son olarak yılların spiker klişesi olan "hakem triosu" sözü de tarih oldu.Gelecek nesillere aktarabileceğimiz futbol terimlerinden biri olarak yanımıza kar kalacak bu söz.

Panathinaikos:1 - Galatasaray:3

Sırf Digiturk'ü tercih edenler izleyemeyesin diye maçı TNT'de yayınlayanlar, gazetelere boy boy "Şifresiz" diye ilan verdikten sonra yine yamuk yaptı.Şaşırmadım aslına bakılırsa.Ama yine içimde kandırılmışlık hissi belirdi.Halkın oyunu dediğimiz futbolu bile belli bir kesim izleyebiliyor sadece.Bu akşam kim bilir kaç kişi kapkara ekrana bakakaldı ya da kaç kişi cafe köşelerinde izledi maçı.
İlk yarısını değil ama ikinci yarısını illegal yollardan izledim bu maçın.İlk yarı sanırım Galatasaray etkili olan tarafmış.Özetten gördüğüm kadarıyla Baros pozisyonları kolay harcamış.İkinci yarının başında Galatasaray attığı güzel gol ile farkı erkenden 2'ye çıkartınca ikinci yarının seyri değişti.Panathinaikos golden sonra Galatasaray sahasına yüklendi.3-4 dakika içinde 2 tane de net pozisyon buldular.Ama onlar o pozisyonları değerlendiremeyince Galatasaray şanslı bir gol ile farkı 3'e çıkardı.Sonrasında Panathinaikos'un kontrolünde geçti maç.Bastırdılar ama biraz beceriksizlik biraz da şanssızlık onları engelledi.Galatasaray'da ise defanstaki sorun göz önüne çıktı.Her ne kadar yedek oyuncular olsa bile elinizde Gökhan Zan gibi potansiyel sakat bir oyuncu olduğu müddetçe yedekleriniz de hazır olmalı.Kalede Leo Franco da iyi bir gün geçirdi.Ama Galatasaray'ın ileri turlarda defansından yana başı ağrıyabilir.

Wednesday, September 16, 2009

Kayıp Bir Akşam

Kazanınca insan uzun uzun yazmak istiyor ama mağlup olunca da yazası gelmiyor. Bu yüzden kısa tutuyorum bugün maç yazısını. Maçın özeti, saçma sapan alan savunması, Engin'li Sinan'lı alışık olmadığımız ilk beş, ilk 8 dakikadan sonra 32 dakika boyunca bench'te oturan Engin'in son topu kullanması, çok çok net bir skorer guard eksikliği. Garipliklerin ardı arkası kesilmedi bugün.
Yunanistan incelemesi yarın gelecek, ancak öncesinde şunu söylemem lazım, madalya istiyorsak hücumda daha iyi işler yapmamız şart. Şu an sadece Ersan ve Hidayet'in eline bakıyoruz. Şu ana kadar etkili olan Ömer Aşık'ı rakipler artık durdurmanın yolunu buldu:faul yapıp onu çizgiye göndermek. İlk turun kahramanlarından Ender de 3 maçtır hiç ortalarda yok. Semih zaten aklı internet cafe'de kalmış da derste uyuklayan lise öğrencisi modunda. Yunanistan karşısında kesinlikle Oğuz'dan faydalanmamız gerek. Bu takımda sırtı dönük oynayabilen tek uzun Oğuz ve eğer onu kullanamazsak, Slovenya'dan çok daha sert bir savunma yapan Yunan takımı karşısında yine 70'i görmekte çok zorlanırız. Çok klişe bir laf vardır "hücum savunmadan başlar" diye. İşi sadece iyi savunmaya bırakmak yeterli olmuyor bugün gördüğümüz kadarıyla. Biraz da organize hücum etmek şart.

by sannti